1990’da kurduğu İSKUR Tekstil’i ardı ardına yaptığı yatırımlarla Türkiye’nin en büyük 7’nci tekstil ihracatçısı yapan Kahramanmaraşlı işadamı Kadir Kurtul, alkışlanacak bir davranışa imza attı. Türkiye’nin içinde bulunduğu süreçte, birçok iş insanı parasını yurtdışına çıkarmak için gayrimenkul almaya çalışırken, o Amerika’da bulunan gayrimenkullerini satarak ülkesine döviz getirip fabrikalarına yatırdı. Kurtul, “Ülkeme güveniyorum, gündemimde küçülmek yok. Kahramanmaraş ve Diyarbakır’da birer fabrika daha kuracağım. Hedefim 4 bin civarında olan çalışan sayımı, 10 bine çıkarmak” dedi.
VİCDANEN RAHATLADIM
Bazı firmalar yatırımlarını yurtdışına kaydırıyor. Sizin öyle bir planınız var mı?
Kesinlikle yok. Türkiye yatırım için hâlâ çok cazip. Böyle bir şeye ihtiyaç da duymuyorum.
İnanın gidenlerin çoğu perişan oldu. Taş yerinde ağırdır diye düşünüyorum.
Birçok işadamının yurtdışında mal kaçırdığı biliniyor. Buna nasıl bakıyorsunuz?
Elbette bunları biz de duyuyoruz. Böyle bir şey kabul edilebilir değil. İnsan üzülüyor gerçekten. Burada birçok işsiz varken, ülkemizdeki kaynakları yurtdışına taşımayı veya yurtdışında bulunan parayı getirmemeyi doğru bulmuyorum.
Hatta öğrenciliğimde Atlanta Georgia’da aldığımız bir evimiz, bir de arsam vardı, üç ay önce sattım. Paramı ülkeme getirdim.
Bunu nasıl bir motivasyonla yaptınız?
Madem ülkemizde sıkıntılı bir süreç var, “Neden yurtdışında gayrimenkullerim olsun” diye düşündüm. Yanlış anlaşılmasın, yaşadığım bir ekonomik sıkıntıdan dolayı bu kararı almadım.
Tamamen milli ve insani duygularla yaptım. Yurtdışına para kaçıran iş insanlarını eleştirirken Amerika’da gayrimenkulümün olması vicdanen beni rahatsız etti. Satınca kendimi daha iyi hissettim. O gayrimenkulleri bu ülkeden kazandığım parayla almıştım.
YATIRIMA DEVAM
Bundan sonrası için planlarınız neler?
Ülke olarak bu süreci hasarsız atlatmak için üretim olarak güçlü olmalıyız ve ihracatımızı artırmalıyız. Ülkemize döviz kazandırmak zorundayız. Tek kurtuluşumuz ihracat. Bu nedenle ihracata konsantre olduk.
Üretimimizin yüzde 70’ini ihraç ediyoruz.
Yeni yatırım düşünüyor musunuz?
Elbette… Benim gündemimde kesinlikle küçülmek yok.
Hayatım boyunca çalışmış biri olarak yatırım ve üretimden başka bir şey düşünmüyorum.
ÇİFTÇİ KÖKENLİYİM KENEVİR İLGİMİ ÇEKİYOR
“TARIM baba mesleğim” diyen Kurtul, sanayiciliğin yanı sıra Kahramanmaraş’taki 3 bin dönüm arazisinde pamuk, buğday ve mısır üretimi yapıyor. Kahramanmaraş’ın kenevir üretim izni verilecek illere dahil edilmesini istediklerini söyleyen Kurtul, “Biz de kenevir ekmeyi düşünürüz. Çünkü tekstil üretiminde kenevir önemli bir hammadde. Çiftçi kökenli bir sanayici olarak bizi çok ilgilendiriyor” diye konuştu.
Rüzgâr enerjisine yatırım yapmayı planlayan grup, Elbistan ve Mardin’de ölçümlere devam ediyor.
“Enerji yatırımlarımızı artırmak istiyoruz” diyen Kurtul, şunları anlattı: “Beş HES, bir tane de RES yatırımımız var. Fabrikalarımızın çatılarına panel kurduk.
Bu alanda büyümek istiyoruz.”
HEDEFİM 10 BİN ÇALIŞANA ULAŞMAK
Halen grup olarak kaç kişiye istihdam sağlıyorsunuz?
Sektörümüz istihdam deposu olarak çalışıyor adeta. Bu nedenle tekstil burun kıvrılacak küçümsenecek bir sektör değil. Türkiye tekstilden vazgeçemez. Almanya dünyanın en gelişmiş ülkelerinden biri ama dünyanın en fazla tekstil ticareti yapan ülkesi aynı zamanda.
Biz 29 yıl önce, 35 kişiyle yola çıktık, bugün 4 bin kişiyiz. Hedefim ve hayalim 10 bin çalışana ulaşmak.
Bunun için çalışıyorum. Bu gerçekleştırirsem halen 1.8 milyar lira olan ciromuz da üçe katlanır.
MARAŞ’TA KONKORDATO YOK
“ÇOK şükür Kahramanmaraş’ta konkordato ilan eden firma olmadı” diyen Kurtul, bölgelerinde çok büyük bir ekonomik sıkıntıdan söz etmenin mümkün olmadığını anlattı. Kurtul, “Maraşlı sanayici borcu namus olarak görür. Bu nedenle kime bir kuruş borcu varsa onu öder” diye konuştu.
ÖZEL BANKALAR ORTADAN KAYBOLDU
BU dönemde Eximbank, Ziraat Bankası, Halk Bankası, Vakıfbank ve katılım bankalarının sanayiciye büyük destek verdiğini söyleyen Kurtul, ” Yabancılara satılan özel bankaların hepsi ortadan kayboldu. Özellikle üç büyük kamu bankasının reel sektöre verdiği destek çok önemliydi. Sanayici ve üreticinin yanında oldular. Kamu bankalarının desteği olmasaydı birçok firma büyük sıkıntı yaşayacaktı. Oysa biz olmadan bankalar, onlar olmadan sanayici olmaz” dedi.
