By using this site, you agree to the Privacy Policy and Terms of Use.
Accept
Emlak TelevizyonuEmlak TelevizyonuEmlak Televizyonu
  • Emlak Haberleri
  • Gayrimenkul Hukuku
  • Sektörden
  • Emlak Rehberi
Arama
  • Advertise
© 2022 Foxiz News Network. Ruby Design Company. All Rights Reserved.
Reading: Koronavirüs Salgınının Öğrettiği 7 Faydalı Alışkanlık
Share
Kayıt olmak
4
Bildiri Daha Fazla Göster
Emlak Haberleri
IC İçtaş’ın Mühendisliği Riyad’ı Zirveye Taşıdı
24 saat önce
Emlak Haberleri
Değerleme Raporları, Yeni Projede Daire Paylaşımına Bilimsel Zemin Hazırlıyor
24 saat önce
Emlak Gazetesi
UNESCO listesindeki ‘altın’ değerindeki kent
1 gün önce
Ekonomi Haberleri
Milli Hızlı Tren güneş enerjisiyle üretiliyor
1 gün önce
Font ResizerAa
Emlak TelevizyonuEmlak Televizyonu
Font ResizerAa
Arama
  • Emlak Haberleri
  • Gayrimenkul Hukuku
  • Sektörden
  • Emlak Rehberi
Mevcut bir hesabınız var mı? Kayıt olmak
Bizi takip edin
  • Advertise
© 2012 Emlak Televizyonu All Rights Reserved.
Emlak Televizyonu > Blog > Sektörden > Koronavirüs Salgınının Öğrettiği 7 Faydalı Alışkanlık
Sektörden

Koronavirüs Salgınının Öğrettiği 7 Faydalı Alışkanlık

Emlak Televizyonu
Son güncelleme: 29 Ekim 2021 20:38
Emlak Televizyonu
Share
9 Min. Okuma
SHARE

11 Mart 2020 tarihinde Dünya Sağlık Örgütü; ölümcül bir bulaşıcı hastalık salgınının varlığını resmi olarak tanıyarak bütün dünyaya duyurdu. COVID-19‘un hayatımıza girmesiyle o ana kadar garanti olarak gördüğümüz gündelik şeyler hepimizin en başında tahmin ettiğinden daha büyük bir değişime uğrayarak, bu hayatta hiçbir şeye ‘kesin’ gözüyle bakmamamız gerektiğini bize acı bir şekilde öğretti.

COVID-19 pandemisinin etkisi altında olduğumuz şu son derece zor 1,5 yılı akli dengemiz bozulmadan geçirmek adına çoğumuz kendine özgün metotlar geliştirdik: Kimimiz bu süreci kendisini iyi olduğu şeylerde daha da geliştirmek için değerlendirirken, kimimiz de bunu hep başlamak isteyip de “Zaman yok ya” diyerek bir türlü cesaret edemediğimiz hayallerimizi gerçekleştirmek için bir fırsat olarak gördük. Ancak pandeminin kazandırdığı bazı alışkanlıklar var ki, bunlarım herkes için olmasa da büyük bir çoğunluk için genel – geçer olduğunu düşünüyoruz. Peki COVID-19’un kafamıza vura vura öğrettiği o şeyler neler? Gelin birlikte bakalım.

COVID-19 Pandemisinin kafamıza vura vura öğrettiği 7 faydalı şey:

  • Tuvaltetten sonra ellerini yıkamayanlara bile ey yıklamayı öğretmek
  • Maskenin önemi
  • Kişisel alan diye bir şeyin varlığı
  • Eşofman gibi rahat kıyafetlerin dışarıda da giyilebileceği
  • Evde tek başına da kaliteli vakit geçirebilmenin mümkün olduğu
  • Yaşanan değişimlere uyum sağlamayı
  • Hayatta hiçbir şeyin garanti olmadığı

Tuvaletten sonra ellerini yıkamayanlara bile el yıkamayı öğretmek

Doğruya doğru; COVID-19’dan önce el yıkamak, görünürde bir kir söz konusu olmadığı taktirde çoğumuzun gereksiz olarak gördüğü bir şeydi. Pandemi ise bize mikropların sadece görünüşte pis olan şeylerde değil de ‘her yerde’ olduğunu öğretti. Maalesef ki gözle göremediğimiz COVID-19 virüsünün, kapı kollarından kafede oturduğumuz koltukta ve hatta elimden düşüremediğimiz telefonlarımızda olabileceğini bilmek; canına biraz olsun değer veren herkesin düzenli aralıklarla elini yıkamasını ya da hiç yoktan dezenfekte etmesini sağladı. Basit olarak gördüğümüz sıradan gribin bile çok ağır sonuçları olabileceğini ve ölüme yol açabilecek tek virüsün COVID-19 olmadığını; hayatımızı tehdit eden hastalıkların bundan çok daha öncesinde de zaten var olduğunu düşündüğümüzde bu aslında kulağa çok daha fena bir alışkanlık gibi gelmiyor açıkçası.

Maskenin önemi

Dünya genelinde yaygın olarak kullanımı bu sayede başlamış olsa bile, aslında maskenin günlük hayatta kullanımı COVID-19 pandemisi ile birlikte başlamadı. Bir noktada hepimizin hayatına bir zorunluluk olarak giren maskeyi, pek yaygın olmasa da Asya’daki bazı ülkeler gibi hava sağlığı kalitesi iyi olmayan ülkelerde yaşayan bazı insanlar günlük hayatlarında kullanmaktaydı. Alışmakta hepimizin zor zamanlar geçirdiğini tahmin ettiğim maskeden kurtulmak da bir o kadar zor olacak gibi duruyor. Diyelim ki yarın COVID-19 pandemisinin sone erdiğini duyurdular: Hangimiz bundan sonra rahat rahat metro veya otobüs gibi oldukça kalabalık ve kapalı alanlara maskesiz bir şekilde girebilir ki? Maskenin artık vücudumuzun bir parçası gibi olduğunu düşündüğümüzde, pandemi bittiğinde bile bir süre maskelerle yaşamaya devam edeceğiz gibi gözüküyor. Sonuçta bir alışkanlık bir kere kazanıldı mı, vazgeçmesi epey bir zor oluyor.

Kişisel alan diye bir şeyin varlığı

Şöyle bir düşündüğümüzde kişisel alan her zaman oradaydı ve bazılarımız için de oldukça önemliydi- market sırasında ensemizde soluyan şahıslar hariç. Dürüst olalım; hangimiz bir sürü alternatif varken, daha uzakta durabileceği halde ta dibimizde duran tanımadığımız insanlardan rahatsız olmamışızdır ki? Ya da sinemada bir sürü boş koltuk varken gelip yanınızdaki koltuğa oturan o tanımadığımız kişiden? Sosyal mesafe kuralı sağ olsun artık bu tarz durumlara daha az rastlar olduk; ancak bu alışkanlığın kazanılabilmesi için yakın mesafede kolay bir şekilde bir kişiden diğerine bulaşabilen ölümcül bir virüse gerek kalmasaydı çok daha iyi olurdu tabii, orası ayrı.

Eşofman gibi rahat kıyafetlerin dışarıda da giyilebileceği

Farkındayız, eşofmanlar COVID-19’dan çok önce de günlük hayatta giyiliyordu; ancak pandemiyle birlikte sokakta, kafede ya da orada burada gördüğümüz eşofman giymiş insan sayısında ciddi bir artış olduğu da yadsınamaz bir gerçek. Salgın sebebiyle girdiğimiz kişisel veya zorunlu karantinalardan önce pek çoğumuz arkadaşlarla buluşmaya eşofmanla gitmeyi özensiz bulurken, evde dura dura rahat kıyafetler giymeye öylesine alışmışız ki, şimdilerde size de sanki azıcık özenince aşırıya kaçmışsınız gibi gelmiyor mu? Ki alışveriş sitelerinde veya mağazalarda birazcık gezindiğimizde bile bu durumun etkilerini çok rahat bir şekilde görebiliyoruz; zira satılan kıyafetlerde de bu yönde bir artış mevcut.

Evde tek başına da kaliteli vakit geçirebilmenin mümkün olduğu

Evet, dışarıda dilediğimiz gibi, sürekli risk altında hissetmeden özgürce gezmeyi çok özledik; ancak özellikle de herhangi bir COVID-19 aşısının geliştirilmediği ve salgının daha tehlikeli olduğu dönemlerde çok uzun bir süre evde durmak zorunda kaldık. Dışarıya çıkıp ne yapacaktık ki; mağazalar, kafeler, restoranlar, parklar- kısacası çıkıp gezebileceğimiz ve arkadaşlarımızla bulaşabileceğimiz her yer bir süreliğine kapalıydı. Bunları da geçtim- hatırlayacak olursanız bir ara sadece belli saatler içerisinde dışarıya çıkmamıza izin vardı. E hal böyle olunca da hepimiz evde sıkılmadan vakit geçirebileceğimiz yöntemler geliştirdik.

Kimilerimiz bu zamanları uzun bir süredir başlamak istediği dizilere sonunda başlayıp, yıllardır izleme listesinde bulunan filmleri izleyerek ve başlamaya bir türlü fırsat bulamadığı kitapları okuyarak geçirirken; kimilerimiz örgü örmek, resim yapmak ya da aşçılık yeteneklerini geliştirmek gibi çeşitli yeni hobiler edindi. Pandeminin olumsuz etkilerinin olumlu etkilerine epeyce bir ağır bastığı bir gerçek; ancak mecburen de olsa kendimizle baş başa kalmamız bir yandan da yoğun hayat koşturmacasının arasında bir türlü vakit ayıramadığımız şeylere vakit ayırmamızı ve kendimizin bile farkında olmadığı yönlerimizi keşfetmemizi sağladı.

Yaşanan değişimlere uyum sağlamayı

Alışık olmadığımız şeylere adapte olmak çoğu zaman gözümüze oldukça korkutucu gelir; bu adaptasyon sürecinin sonucunda iyi şeylerin olacağını bilsek dahi bilindik sınırlarımızın dışına çıkıp bilinmeyene adım atmak her zaman cesaret isteyen bir konsept olmuştur. Ancak unutulmaması gereken bir şey vardır ki, gelişime giden yolda kendimizden bir şeyler vermediğimiz sürece ilerleme kaydetmemiz mümkün değildir; insanlığın başlangıcından beri de bu durum böyle süregelmiştir. Pandemiyle birlikte alışmış olduğumuzun sınırlarımızın dışına çıkıp, yeni bir düzene uyum sağlamak mecburiyetinde kaldık.

Böylece, COVID-19 ile birlikte bir kez daha öğrenmiş olduk ki adaptasyon çoğu zaman keyfi gelişen bir durum değil, bir zorunluluk. Ancak bu illa ki kötü bir kazanım olacak diye bir şey yok. Yaşamımız boyunca, bir pandemi sebebiyle olmasa dahi farklı sebeplere bağlı olarak pek çok kez gerçekleşen yeniliklere uyum sağlamak zorunda kalacağız. O yüzden de bardağın dolu tarafından bakıp, zor bir sınavdan başarıyla geçtiğimizi varsayabilir ve bundan sonra gerçekleşecek olan daha ufak çaplı değişikliklere daha kolay bir şekilde adapte olacağımızı düşünebiliriz.

Hayatta hiçbir şeyin garanti olmadığı

Doğduğumuz ve hayata atıldığımız andan itibaren bazı şeyler kendisine hayatımızda öylesine bir yer ediniyor ki, doğal olarak bu şeylerin hep bu şekilde olacağı düşüncesine kapılıyoruz. Sokağımızda bulunan markete gittiğimizde kasada bizi hep aynı kişinin karşılayacağını, dışarıya çıktığımızda hep sevdiğimiz kafeye gidip bir fincan kahve içebileceğimizi ya da dilediğimiz zaman arkadaşlarımızla eğlenceye çıkabileceğimizi varsayıyorduk; ancak COVID-19 salgını maalesef ki bu durumun çok kolay bir şekilde bir anda değişebileceğini bize zor yoldan öğretti.

Salgın öncesinde okula gitmekten nefret edenler okullar açılsın diye yalvarmaya, dışarda gezmektense evde kalmayı tercih edenler dışarıya tekrar çıkabileceği günleri dört gözle beklemeye başladı. Her gün görmeye alışık olduğumuz arkadaşlarımızı ve aile üyelerimiz uzun süre görememek, onların bizler için ne kadar değerli olduğunu bir kez daha anlamamızı sağladı. Ve belki de en önemlisi, COVID-19 bize insanın aslında ne kadar sosyal bir varlık olduğunu; hayatta kalmak için birbirimize ne kadar çok ihtiyacımız olduğunu öğretti.

Her ne kadar pandeminin bir an önce hayatımızdan çıkıp gitmesini istesek de, umuyoruz ki her şey eski haline geri döndükçe bu süreçte öğrendiğimiz yararlı şeyleri de birden unutmayız.

Diyarbakır millet bahçesinin ihalesi yapıldı
08 Mayıs KOCAELİ elektrik kesintisi
Bakanlık’tan sokağa çıkma kısıtlaması açıklaması
Meteoroloji’den Ankara için flaş dolu yağışı uyarısı
İnşaat maliyetleri durmuyor, konut fiyatları artıyor
TAGGED:Başcovid 19pandemiKi̇Gi̇bi̇

Sign Up For Daily Newsletter

Takipte kalın! En son son dakika haberlerinin doğrudan gelen kutunuza gönderilmesini sağlayın.
[mc4wp_form]
Kaydolarak Kullanım Koşullarımızı kabul etmiş ve Gizlilik Politikamızdaki veri uygulamalarını kabul etmiş olursunuz. İstediğiniz zaman abonelikten çıkabilirsiniz.
Share This Article
Facebook Copy Link Print
Share
Previous Article Cumhurbaşkanı Erdoğan AKM açılış töreninde
Next Article Dünyanın En Ziyaret Edilesi Şehri 3. Seviye Karantinada
Yorum yapılmamış Yorum yapılmamış

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.

Stay Connected

235.3kFollowersLike
56.4kFollowersFollow
136kSubscribersSubscribe
4.4kFollowersFollow
- Advertisement -
Ad imageAd image

Son Haberler

IC İçtaş’ın Mühendisliği Riyad’ı Zirveye Taşıdı
Emlak Haberleri
22 Eylül 2025
Değerleme Raporları, Yeni Projede Daire Paylaşımına Bilimsel Zemin Hazırlıyor
Emlak Haberleri
22 Eylül 2025
UNESCO listesindeki ‘altın’ değerindeki kent
Emlak Gazetesi
22 Eylül 2025
Milli Hızlı Tren güneş enerjisiyle üretiliyor
Ekonomi Haberleri
22 Eylül 2025
//

20 milyon kullanıcıyı etkiliyoruz ve gezegendeki bir numaralı iş ve teknoloji haber ağıyız

Sign Up for Our Newsletter

Subscribe to our newsletter to get our newest articles instantly!

[mc4wp_form id=”847″]

Emlak TelevizyonuEmlak Televizyonu
Bizi takip edin
© 2010 Emlak Televizyonu. All Rights Reserved.
adbanner
Tekrar hoşgeldiniz!

Hesabınızda oturum açın

Kullanıcı Adı veya E-posta Adresi
Şifre

Şifrenizi mi kaybettiniz?

Bildirimler