Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan ile Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti Planlama Bakanı Taher Jehaimi başkanlığındaki heyetlerin çalışmaları sonucu, Türk müteahhitlik firmaları tarafından üstlenilen ve 2011 yılında yaşanan olaylardan sonra yarım kalan müteahhitlik projelerinin tekrar hayata geçirilmesi ve yeni projelere başlanmasının önündeki engellerin kaldırılması amacıyla 13 Ağustos’ta mutabakat zaptı imzalanmıştı.
Türkiye, Libya’nın yeniden imarına ivme kazandırmak üzere Türk firmaları ve Libya işveren kuruluşları arasında yapılacak görüşmelerin başlamasını sağlayacak mutabakat zaptına ilişkin iç onay sürecini tamamladı. Libya tarafının da onay sürecini tamamlamasının ardından yürürlüğe girecek zaptla, Türk firmaları Libyalı işveren idarelerle görüşmelere başlayacak. Böylelikle, Libya’da tamamlanmamış projelere ilişkin iş süreçleri sonuçlandırabilecek ve bunlar ülkenin yeniden imarında önemli bir yer tutacak.
Son dönemde Libya ile yürütülen diplomatik ve ticari görüşmeler sayesinde yakalanan sinerji, yeni iş görüşmelerinin başlamasına, yeni iş birliklerinin yapılmasına da vesile oldu.
Türkiye’nin önde gelen teknik müşavirlik firmalarından NKY Mimarlık ve Mühendislik, Libya Yerel Yatırım ve Kalkınma Fonu ile bir anlaşmaya imza attı.
Fonun gelecek yıllarda hayata geçirmek istediği hastane, otel ve turizm tesisleri gibi birçok projenin tasarım ve proje yönetimi için NKY ile anlaşan Libyalı yetkililer, bu önemli projeleri Türk mühendis ve mimarlarına emanet etti.
PROJELERE 500 MİLYON DOLARIN ÜZERİNDE KAYNAK
NKY Mimarlık ve Mühendislik Üst Yöneticisi Birhan Emre Yazıcı, AA muhabirine, Libya Yerel Yatırım ve Kalkınma Fonu’nun, gelecek süreçte bu yatırımlara 500 milyon doların üzerinde kaynak aktarmayı planladığını söyledi.
Yazıcı, “150 bin metrekareyi geçeceği planlanan tesislerin inşasında NKY’nin katkısının yanı sıra çok önemli oranda Türk ürünlerinin ve iş gücünün kullanılması planlanıyor.” dedi.
Libya ile Türkiye’nin derin tarihsel ve diplomatik ilişkileri yanında, her iki taraf için de çok verimli geçen ve uzun yıllar süren ticari ilişkileri olduğunu belirten Yazıcı, şöyle konuştu:
“Son 10 yıllık dönemde kesintilere uğramış bu ilişkiler, devletin aktif çabalarıyla birlikte gelen Ticaret Bakanlığımızın öncülüğündeki mutabakatla farklı bir seviyeye taşındı. Bu mutabakatın kısa vadede, geçmişte Libya’da iş yapmış birçok Türk firmasının emeklerinin karşılığını geri alabilmelerinin önünü açacağını düşünüyorum. Daha uzun vadede, bir stratejik hedef olarak, NKY’nin başını çektiği Türk müşavirlik ve mühendislik firmalarının ülkede kendilerine ciddi bir pazar imkanı bulacaklarına da eminim.”
“ACİL KENTSEL DONATI VE SOSYAL ALTYAPI İHTİYACI VAR”
Libya’nın genç kentli bir nüfusa sahip olduğunu, bu nedenle de acil kentsel donatı ve sosyal altyapı ihtiyacı bulunduğunu vurgulayan Yazıcı, bu amaçla ülkenin vergi ve yatırım konularında yabancı firmalara teşviklerini artırdığını bildirdi. Yazıcı, şu değerlendirmede bulundu:
“Başta sağlık ve eğitim hizmetleri olmak üzere, sosyal konut, deniz yapıları, ulaşım altyapısı, su ve enerji sektörlerinde potansiyeli yüksek bir pazar var. NKY’nin bu süreçte öne çıkmasındaki bir neden de pazar potansiyelinin firmamızın 30 yıldır geliştirdiği uzmanlık alanlarıyla birebir örtüşüyor olması. Türkiye ve diğer bölge ülkelerinin desteğiyle güvenlik sorunu yavaş yavaş ortadan kalkıyor. Böylece pazarın güvenilir hale geliyor olduğu da bir gerçek. Bizler de mutabakatın imzalanmasından önceki 6-8 aylık dönemde Libya ve ülkedeki sektör temsilcileriyle çalışıyorduk. Libya’dan genel olarak hep olumlu geri bildirimler aldık ve Türk firmalarına, özellikle günümüz konjonktüründe gerçekten çok olumlu yaklaşım var. NKY şu anda, Libya Yerel Yatırım ve Kalkınma Fonu ile ülkenin en büyük sağlık yatırımının mühendislik ve müşavirlik hizmetleri için anlaşmış bulunuyor. Bu nedenle çok yakın gelecekte sadece bu yatırımlar için bile Türkiye’den büyük oranda mal ve hizmet ithali olacaktır. Devamında da iki ülke arasında iş yapılabilirliğin her geçen gün artacağına inancımız tam.”
Yazıcı, NKY olarak son 8 yıldır Körfez bölgesindeki çalışmalarının aynı şevk ve hacimle devam ettiğine dikkati çekerek, “Libya açılımımızla birlikte, Orta ve Doğu Afrika ülkelerinde özellikle uluslararası finans kuruluşları tarafından finanse edilen projeleri takip ediyoruz. Benzer şekilde Orta Asya, Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerinde de fiziki varlığımız artarak devam ediyor.” dedi.
