Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) Başkanı Yavuz Işık, 2000 yılından önce yapılan binaların tamamının hem kullanılan demir malzeme hem de beton bakımından riskli olduğunu söyledi. Vatandaşın kendi eliyle yaptığı evlerin bile o dönemki betonun kalitesi dikkate alındığında riskli olduğunu dile getiren Işık, Türkiye’deki hazır beton üretimi ve pazarına ilişkin sorularımızı yanıtladı. Yapı denetim kanunu ile hazır beton ve nervürlü çeliğin zorunlu hale getirildiğini anlatan Işık, “Binalarda yapı denetim mekanizması oluştu. Nervürlü çelik kullanılan ve hazır beton kullanılan binaların yüzde 97’si sağlam. Biz hiçbir ruhsatsız yapıya beton vermeyiz” dedi.
Betonu kötü olan bina yıkılıyor
Türkiye’deki hazır betonların sıkı denetimden geçtiğini anlatan Başkan Işık, “Bakanlık yolda giden herhangi bir mikseri çevirip inceleme yapıyor. 7 gün ve 28 günlük testler yapılıyor. İstenen sonucu vermezse o inşaattan karot alınıyor. Sorun çıkarsa o inşaatın o kısmı yıkılıyor. Böyle yıkılan çok bina var” bilgilerini paylaştı. Beton üretiminde standartların bulunduğunu kaydeden Işık, betonun belli ölçülerde çimento ve diğer malzemelerin karışımı ile elde edildiğini daha sonra inşaat alanına giderken de mikserde karışımın devam ettiğini söyledi. Beton inşaata girdiğinde dökümün uygulamasının çok önemli olduğunu belirten Başkan Işık, “Hazır betonun içine su katılması sıkıntılı. Bir metreküp betonda yüzde 10 su yüzünden mukavemet kaybı olur. Yukarıdan dökümde segregasyon/ ayrışma olur, beton dağılır. Betonda işlem iki aşamalıdır; biri üretim diğeri ise uygulama” ifadelerini kullandı.
Önüne gelen beton işine girememeli
Betondaki döküm işleminin üretim kadar kritik olduğunu vurgulayan Başkan Işık, son dönemde sektörde mali yeterliliği olmayan beton firmalarının türediğini bunlara karşı hem denetimin artırılması hem de mali yeterlilik kriterleri getirilerek sektörde zafiyet oluşmasının önüne geçilmesini istedi. Vatandaşları da uyaran THBB Başkanı Işık, mutlaka kalite güvence sistemi (KGS) denetimli beton kullanılmasını önerdi ve birçok müteahhitlik firmasının
KGS denetimi olmayan betonu inşaattan içeri sokmadığını not etti. Sektörde iflas eden veya konkordato alan firmaların genelde mali yeterliliği olmayan firmalar olduğunu dile getiren Işık, “Bu iş bir sanayicilik işidir. Uzun vadeli olmanız lazım. Kullanılan makineler pahalı. Bir beton pompası 25- 30 milyon lira. Sektörde yüzde 4-5 kârlılıkla yaşanmaz” dedi.
“Fay hatları her yana yayıldı”
“Her tesiste bir inşaat mühendisinin çalışması lazım” ifadelerini kullanan Işık, sektördeki mikser operatörü ve pompa kullanıcılarının ücretlerinin mühendislerden fazla olduğunu dile getirdi. Işık, “Alttan yeni personel yetişmiyor. Kastamonu’da bir meslek okulu var ama yeterli olmuyor. Yetkin personel sıkıntımız var” diye konuştu. Işık, şunları anlattı: “15 seneden beri söylüyorum deprem değil çürük binalar insanları öldürür. İzmir’de sıvılaşma çok var. İstanbul’da da Avcılar’da var. Mühendislik çözümleri ile depreme karşı önlemleri alırsanız; can ve mal kaybına sebebiyet vermezsiniz. Her çıkan depremden sonra yeni faylar oluşuyor, şuraya bir vuruyorsunuz çatlak yayılıyor. Fay hatları Anadolu’nun her yanına yayıldı. Zemin etüdü yapan firmaların daha tedbirli olması lazım. Zemin kadar tasarım da önemli. Zemine uygun tasarım yapılmalı. İyi bir statik hesabının yapılması lazım. Betonun mukavemeti eskiden 14 mega paskal iken şimdi 100 mega paskal. Nervürlü çeliklerin çekme mukavemetleri var. Bundan sonra betonu çevresel etkilerden korumak lazım. Muhafaza etmek önemli, eksiltme ve artırma olmamalı. Kolon kesiyor, deprem perdesini kesip dükkan yapıyor, çocuk evleniyor diyor kat çıkıyor.”
Zorla beton döktürüp pahalı diye Cimer’e şikayet eden bile var
Çelik binaların yüksek katlarda yangına karşı mukavemetli olmadığını kaydeden THBB Başkanı Işık, “Yüksek katlarda beton daha uygun. Betonun ömrü 100 yıl” diye konuştu. Bazı vatandaşların ulaşım anlamında ekonomik olmayan yerlere beton döktürmek istediğini ifade eden Işık, bunun da lojistik açıdan maliyeti artırdığını şu sözlerle anlattı: “Vatandaş gelip ‘bana beton lazım’ diyor. Firma ‘oraya beton gönderemem’ diyor. Otoriteyi araya sokuyor, baskı altına alıyor, firma mecbur dökmeye razı oluyor. Fiyat 2 bin 500 ise 4 bine çıkıyor. Sonra Cimer’e şikayet ediyor. Orman içinde vs. kırsal alana zorla beton istiyor. Bu kadar çok beton olduğu yerde 2 bin 500 liralık ürünü 2 bin 555’e satamazsınız. Rekabet Kurulu emsemizde boza pişiriyor. Ticaret Bakanlığı fiyatlarda uyumsuzluk kurarsa çok ciddi cezalar var.”
Üretim tüm Avrupa’nın yarısından fazla
Türkiye’nin beton pompaları, transmikser ve santral ihraç ettiğini kaydeden THBB Başkanı Işık, “Bütün Avrupa 230 milyon metreküp beton üretiyor. Türkiye tek başına 130 milyon metreküp üretim yapıyor. Sektörün cirosu 7 milyar dolar. Türkiye’de 24 bin transmikser var hepsi kayıtlı. 5 bin 500 beton pompası var. 2 bin de beton santralı var. Sektörün yüzde 65’ini bizim üyelerimiz oluşturuyor. Toplam tesis sayısı 450. KGS denetimleri kapsamında bugüne kadar 20 bin kişiyi eğittik” bilgilerini paylaştı.

